• Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Çalışma Alanlarımız
    • Aile Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • İcra iflas Hukuku
    • Tazminat Hukuku
    • Yabancılar Hukuku
    • Sağlık Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Bilişim Hukuku
    • Ticaret Hukuku
    • İş Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Borçlar Hukuku
    • Miras Hukuku
  • Avukattan Notlar
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Çalışma Alanlarımız
    • Aile Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • İcra iflas Hukuku
    • Tazminat Hukuku
    • Yabancılar Hukuku
    • Sağlık Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Bilişim Hukuku
    • Ticaret Hukuku
    • İş Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Borçlar Hukuku
    • Miras Hukuku
  • Avukattan Notlar
  • İletişim

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI

  • Anasayfa
  • -
  • MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI
MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI
Av. Asile Betül YAYLA Av. Asile Betül YAYLA 6.05.2020

MİRASIN REDDİ (REDDİ MİRAS) DAVASI

Miras bırakanın ölümü üzerine yasal veya atanmış mirasçılar ölenin her türlü borç ve alacaklarından sorumlu olur. Miras, miras bırakanın ölümü ile mirasçılara derhal ve kanunen geçer (TMK madde 599). 

Ölen kişinin mal varlığı, hak ve borçlarının tümüne TEREKE denir. Terekeye dahil haklar ve borçlar mirasçılara bir bütün olarak intikal eder. Mirasçılar sadece terekedeki mal ve hakları kazanmazlar aynı zamanda murise(miras bırakan) ait borçları da üstlenmiş olurlar. Terekenin bir bütün olarak ve kanundan dolayı mirasçılara geçmesine “külli halefiyet ilkesi” denir.

Yasal ve atanmış mirasçılar miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanırlar. Mirasçılık sıfatı kazanıldığında artık miras bırakanın borçlarından yalnız tereke ile değil kendi şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu hale gelirler.

Miras bırakanın ölümü anında, mal varlığında borçlarını karşılayacak para veya mal bulunmayabilir. Hukuk dili ile Tereke Borca Batık olabilir. Terekenin borca batık olması, mirasın açılması anında var olmalıdır.Terekenin borca batık olduğu bir durumda miras reddedilebilir. Mirasın reddi için kanunda üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Mirasçıların; miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunması gerekir.

Reddi Miras davasını açmak için, Yasal Mirasçılar açısından bu süre miras bırakanın ölümünü öğrendikleri anda başlar (TMK madde 606).

Atanmış mirasçılar için ret süresi üç aydır (TMK madde 606). Bu süre mirasçı olduklarını Sulh Mahkemesinin Vasiyetnameyi resmi olarak açması ve onlara tebliğ etmesi ile başlar.

Atanmış veya yasal mirasçılar iki şekilde “reddi miras” talebinde bulunabilirler:

  • Mirasın Gerçek Reddi
  • Mirasın Hükmen Reddi

MİRASIN GERÇEK REDDİ

TMK madde 609’a göre ayırt etme gücüne sahip ve ergin olan mirasçıların yazılı veya sözlü olarak mirası reddettikleri yönündeki kayıtsız ve şartsız beyanlarını Miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine bildirmeleri ile miras reddedilir. Mirası ret edebilmeleri için miras bırakanın ölümü ve mirasın intikal etmiş olması gerekir. Bu ret beyanı herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Yazılı veya sözlü olarak mahkemeye bildirilmesi yeterlidir.

Mirasın reddi talebi mirasın açılacağı yerin Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır. Bu da miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Ret beyanı mirasın açıldığı yerin Sulh Mahkemesi tarafından mahkemenin özel kütüğüne tescil edilir (TMK madde 609).

Ret beyanın kayıtsız ve şartsız olması gerekir (TMK madde 609). Aksi takdirde kayda ve şarta bağlanmış ret beyanı geçersiz olacağından mirasçı mirası kazanır. 

MİRASIN HÜKMEN REDDİ

Miras bırakanın ölümü tarihinde ödemeden aczi açıkça belli ve resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır(TMK madde 605/2). Hükmi redde şartların varlığı halinde herhangi bir irade açıklamasına gerek yoktur. Bu halde kabul ve ret için bir süre öngörülmemiştir.Bunun tespiti mahkemeden her zaman istenebileceği gibi, tereke alacaklılarının açtıkları davalarda da her zaman ileri sürülebilir.

Hükmi ret halinde de mirasçılar mirasın açılmasıyla terekeyi bir bütün olarak kazanırlar ancak bu kazanma geçicidir. Mirasçı mirası reddettiğini beyan etmek zorunda değildir. Karine olarak Mirasçıların ret süresini susarak geçirmeleri halinde mirası reddettikleri kabul edilmiştir (TMK madde 605). 

Mirasın hükmi reddinin şartları şunlardır:

  • Miras bırakanın ölümü anında borçlarını ödemekten aciz durumda olması ve ödemeden aczinin açıkça belli olması,
  • Ya da Borçlarını ödemeden aczinin resmen tespit edilmiş olmasıdır.

Bu şartların varlığı halinde mirasçıların karine olarak mirası reddettikleri kabul edilir. 

Mirasçılar TMK’ nın 610. maddesinde yazılı mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş olmadıkça her zaman miras bırakanın ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. TMK’ nın 606. maddesinde belirtilen 3 aylık süre bu davada uygulanmaz.

 

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ11/09/2014 TARİHLİ 2013/23345E SAYILI 2014/15786KARARI’ NDA:

“Mahkemece, TMK’ nın 605/1.fıkrasında yer alan mirasın gerçek reddi şeklinde nitelendirme yapılarak davanın süre yönünden reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ise hakime aittir (HMK 33).

Davacı dava dilekçesinde çok açık bir biçimde ölü babasının hiçbir mal varlığının bulunmadığını, buna karşılık hastaneye, mahalle esnafına, Bağkura ve boşanma davasına giren avukatına borcunun bulunduğunu, bu nedenle terekesinin borca batık olduğunu belirtmiştir.

Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK’ nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise,miras reddedilmiş sayılır (TMK madde 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’ nun 610. maddesinde yazılı mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş olmadıkça her zaman miras bırakanın ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’ nun 606. maddesinde belirtilen 3 aylık süre bu davada uygulanmaz.

Bundan ayrı, terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddinin talep edildiği davalarda kural olarak; husumetin tüm alacaklılara yöneltilmesi ve davanın ondan sonra görülmesi gerekir. Dava, hasımsız olarak açılmasına rağmen mahkemece uyuşmazlığın hatalı nitelendirilmesi sonucu taraf teşkilinin sağlanması yoluna gidilmemiş olması ve davanın süreden reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

O halde mahkemece yapılacak iş;miras bırakanın tüm alacaklılarını davaya dahil etmek, miras bırakanın ölüm tarihi itibarıyla borç miktarını tespit etmek, aynı tarih itibarıyla taşınır ve taşınmaz mal varlığını, varsa hak ve alacaklarını, tarafların bu hususta gösterecekleri delilleri toplamak suretiyle saptamak, miras bırakanın borcundan dolayı varsa mirasçılar aleyhinde yürütülen takiplere ilişkin icra dosyalarını getirtmek, mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarının bulunup bulunmadığını tespit etmek, miras bırakanın taşınır ve taşınmaz mallarının ölüm günündeki değerlerini, başka bir ifade ile ölüm günü itibariyle terekenin aktifini belirlemek ve belirlenecek borç miktarına göre ölüm tarihi itibariyle borçlarını karşılamaya yeter miktarda olup olmadığını objektif olarak tespit etmek, mirasın hükmen reddine engel teşkil eden Türk Medeni Kanunu’ nun 610/2.maddesinde sözü edilen tereke mallarını kendisine mal edinme durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini incelenmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Kamu düzenine ilişkin olan taraf teşkili sağlanmadan, yukarıda açıklandığı şekilde terekenin aktifi ve pasifi belirlenmeden yanlış niteleme ve değerlendirme sonucunda süreye tabi olmayan mirasın hükmen reddinin tespiti davasında davanın süre yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.” Denilmiştir.

 

Mirasın reddi ile mirasçılık sıfatı geçmişe etkili olarak, yani miras bırakanın ölümü anından itibaren sona erer (MK madde 611).

Miras, mirası reddetmiş olan mirasçı miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaştırılır. Mirası reddedenin alt soyu varsa miras payı onlara geçer, yoksa bu durumda onunla aynı zümrede mirasçı olanların miras payı artar.

En yakın yasal mirasçıların tümü mirası reddederse tereke Medeni Kanun madde 612/l’ e göre Sulh Mahkemesince İFLAS hükümlerine göre tasfiye edilir. Miras mirası reddedenin yerini alan mirasçılara geçmez.

Atanmış mirasçıların mirası reddetmeleri halinde aksine bir düzenleme yoksa reddedilen miras kesiminden sadece yasal mirasçılar yararlanır (TMK madde 611/2).

[Kod-Baslik]
[Kod-Baslik]

SON MAKALELER

ETİKETLER

Çalışma Alanlarımız

  • Aile Hukuku
  • Miras Hukuku
  • İcra ve İflas Hukuku
  • Ceza Hukuku
  • Gayrimenkul Hukuku
  • SağlıK Hukuku
  • Bilişim Hukuku
  • İdare Hukuku

İletişim

  • 0 532 380 61 44
  • info@asileyayla.av.tr
  • Reşatbey Mh. Türkkuşu Cd. Günep Panaroma İş Merkezi B Blok Kat:10 Daire:1002 01120 Seyhan / Adana

Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu  © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir

Brunsia Web Architects
[Kod-Blog-Baslik]

[Kod-Blog-Baslik]


DEVAMINI OKU
[Kod-Blog-Icerik]

  • 1
\
  • [Kod-Adi]