DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]
Anayasada ifade özgürlüğü 25. maddede korunmaktadır. Fakat korunan ifade özgürlüğü her türlü ifade özgürlüğünü kapsamaz. Çağımızın vazgeçilmezi olan internet, kontrolsüz bir şekilde gelişmeye başlamıştır. İnternetin yaygın kullanımı ile birlikte kişi haklarının ihlalinin internet üzerinden de yaygın bir şekilde yapıldığını görülmektedir.
Türk Medeni Kanunu (TMK)’na göre kişiler ikiye ayrılmaktadır: Gerçek kişiler ve Tüzel kişiler. Gerçek kişiler bütün insanlardır. Hak ve borçlara sahip olabilen varlık olarak bütün insanlar kişi olarak kabul edilmektedir.
Kişilik hakkını, “kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini serbestçe geliştirmesini temin eden varlıkların tümü üzerindeki hak, kişiyi var eden, diğer kişilerden farklılığını temin eden bütün değerler üzerindeki hak”( M.Dural; Türk Medeni Hukukunda Gerçek Kişiler) olarak hem bedensel bütünlüğü hem de ruhsal bütünlüğü kapsayan bir hak olarak tanımlamak mümkündür.
Kişilik hakkı, kişinin hukuk düzeni tarafından korunan şahsi değerleri ve bu değerler üzerinde sahip olduğu haklardır. Bu haklarını herkese karşı ileri sürebilir ve korunmasını isteyebilir. Manevi değerler, maddi bedensel değerler ve özgürlükler bu kapsamdadır. Kişinin yaşamı, şerefi, haysiyeti, saygınlığı, beden tamlığı, sağlığı, özel yaşamı kişilik haklarındandır.
İnternet aracılığıyla kişilik haklarına saldırının çeşitli türleri bulunmakta olup, bunlar; elektronik posta (e-mail) yolu ile kişilik haklarına saldırı, web sitesi üzerindeki yayınlarla kişilik haklarına saldırı, spam, alan adı sistemi(IP) ile kişilik haklarına saldırı, elektronik ticari reklamlar aracılığıyla kişilik haklarının ihlali şeklinde sayılabilir.
5651sayılı Kanunun 9’ uncu maddesi uyarınca, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler, kurum ve kuruluşlar içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan Sulh Ceza Hâkimliğine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.
İnternet ortamında meydana gelen suçların önlenmesinde ya da var olan suçlarla mücadelede kullanılan bir tedbir yöntemi olarak erişim engellenmesi uygulaması yapılmaktadır. Erişim engellemesi internette ortaya çıkan hukuka aykırı işlemleri önlemek veya gidermek için kullanılan bir tedbir biçimidir.
5651sayılı kanunun 2. maddesinin (o) fıkrasında erişimin engellenmesinin tanımı yapılmıştır. “Erişimin engellenmesi: Alan adından erişimin engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engellenmesi ve benzeri yöntemler kullanılarak erişimin engellenmesini,” ifade eder.
5651sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1. fıkrasında internet yoluyla ihlallerde uyar-kaldır sistemini de devreye sokmuştur. İçerik sağlayıcılarla iletişime geçilerek kişilik haklarını ihlal eden içeriğin kaldırılması uyarısı yapılır. İçerik sağlayıcıya ulaşılamazsa Sulh Ceza Hakimliği’ ne de doğrudan içerik kaldırma talebinde bulunulabilmektedir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ek 4. maddesinin 3. Fıkrasında yer alan düzenlemelerden kaynaklı olarak da erişim engellemesi kararı verilebilmektedir.
Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir
DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]