• Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Çalışma Alanlarımız
    • Aile Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • İcra iflas Hukuku
    • Tazminat Hukuku
    • Yabancılar Hukuku
    • Sağlık Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Bilişim Hukuku
    • Ticaret Hukuku
    • İş Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Borçlar Hukuku
    • Miras Hukuku
  • Avukattan Notlar
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Çalışma Alanlarımız
    • Aile Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • İcra iflas Hukuku
    • Tazminat Hukuku
    • Yabancılar Hukuku
    • Sağlık Hukuku
    • Gayrimenkul Hukuku
    • Bilişim Hukuku
    • Ticaret Hukuku
    • İş Hukuku
    • İdare Hukuku
    • Borçlar Hukuku
    • Miras Hukuku
  • Avukattan Notlar
  • İletişim

Kasten Adam Yaralama Suçu ve Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçu Arasındaki Farklar

  • Anasayfa
  • -
  • Kasten Adam Yaralama Suçu ve Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçu Arasındaki Farklar
Kasten Adam Yaralama Suçu ve Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçu Arasındaki Farklar
Av. Asile Betül YAYLA Av. Asile Betül YAYLA 14.05.2020

Kasten Adam Yaralama Suçu ve Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçu Arasındaki Farklar

Yargıtay, bu sorunun çözümü için bir takım kıstaslar ortaya koymuştur.

Yargıtay İçtihatlarına göre:

·        Fail ile Mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, (Fail ile mağdur arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunup bulunmadığı)

·        Fail ile Mağdur arasındaki husumetin nedeni ve niteliği,

·        Failin suçta kullandığı aracın mahiyeti,

·        Atış veya darbe sayısı ile mesafesi,

·        Mağdurun vücudunda oluşan yaraların yerleri ile nitelik ve nicelikleri,

·        Hedef seçme imkânı olup olmadığı,

·        Olayın akışı ve sebebi

·        Failin işlemeyi kastettiği suçun oluşmasına iradesine dışında engel bir halin bulunup bulunmadığı,

hususları, adam öldürmeye teşebbüs ve yaralama suçlarını birbirinden ayıran ölçütler olarak belirlenmiştir.

Failin kastının belirlenmesinde Yargıtay’ ın belirlediği ölçütlerin hepsinin aynı olayda gerçekleşme zorunluluğu yoktur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 28.06.2011 tarihli ve 2011/1-114E., 2011/150K. sayılı İçtihat' ına göre:

““Aralarında önceye dayalı öldürmeyi gerektirecek husumetleri olmayan ve çıkan tartışma sebebiyle gece geç saatlerde aniden gelişen ve hedef seçme olanağı bulunmayan kavganın hareketli ortamında,

ele geçmeyen kesici aletlerle mağdurları yaralayan sanıkların eyleminde,

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile 1. Ceza Dairesi’ nin süreklilik kazanmış uygulamalarıyla hayati tehlike yaratan isabetlerin bir adetle sınırlı kalması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların öldürme kastıyla hareket ettikleri kuşkulu kalmaktadır.

Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘İN DUBİO PRO REO’ yani ‘KUŞKUDAN SANIK YARARLANIR’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır.

Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz.

Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır.

Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.

Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle,sanıklar N. ve S.’nin, mağdurlar D. ve T.’yi öldürme kastlarıyla hareket ettiklerini gösteren kesin ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığından, eylemlerinin kasten yaralama olarak kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemece kanıtların hatalı değerlendirilmesi ve dosya kapsamına uymayan gerekçeler ve kabulle, sanıkların eylemlerinin öldürmeye kalkışma olarak nitelendirilmesi suretiyle direnme kararı verilmesi ve hüküm kurulması isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir” denilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 16.02.2010 tarihli ve 2009/209 E., 2010/29 K. sayılı İçtihat’ ına göre:

“Olay öncesinde sanık ile maktul arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumetin bulunmaması, yaranın yeri,eylemine devam etmesine herhangi bir engel sebep bulunmayan sanığın eyleme kendiliğinden son vermesi ve yaralanan maktulü kurtarmak için aktif çaba harcaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; sanığın kastının, öldürmeye yönelik olmayıp yaralamaya yönelik olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle,sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun 87/4. maddesi uyarınca hüküm kurulmalıdır.”  Sanığın kastının öldürme değil yaralamaya yönelik olduğu kararı verilmiştir.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi de 09.12.2011 tarihli, 2011/4961 E, ve 2011/7639 K. sayılı İçtihat’ ında;

“Sanığın mağdur katılanı bıçak ile batın sol alt kadranda yaklaşık 1 cm. genişliğinde ve 10 cm derinliğinde, sol meme üst kısmında yüzeysel kesi oluşturacak şekilde, büyük damar ve iç organ lezyonuna ve yaşamsal tehlikeye yol açmaksızın,

basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı olayda;

mağdur katılanın sol göğsünden yüzeysel kesi oluşacak şekilde yaralanmasının kavganın hareketli ortamında mazur görülebilir olması ve yara yerinin, özellikle öldürücü bölgenin hedef alındığını göstermemesi,

sanık ile mağdur katılan arasında daha öncesine dayanan ve öldürmeye gerektiren bir husumetin bulunmaması,

sanığın eylemine engel hal olmaksızın son vermesi ve yaralanmanın mağdur katılanın yaşamını tehlikeye sokmaması karşısında, sanık hakkında silahla kasten yaralamak suçundan TCK m.86/1, 3-e uyarınca hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde kasten insan öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması” yerel mahkemenin kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükmü hukuka aykırı olarak nitelendirmiştir.

[Kod-Baslik]
[Kod-Baslik]

SON MAKALELER

ETİKETLER

Çalışma Alanlarımız

  • Aile Hukuku
  • Miras Hukuku
  • İcra ve İflas Hukuku
  • Ceza Hukuku
  • Gayrimenkul Hukuku
  • SağlıK Hukuku
  • Bilişim Hukuku
  • İdare Hukuku

İletişim

  • 0 506 381 34 39
  • info@asileyayla.av.tr
  • Reşatbey Mh. Türkkuşu Cd. Günep Panaroma İş Merkezi B Blok Kat:10 Daire:1002 01120 Seyhan / Adana

Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu  © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir

Brunsia Web Architects
[Kod-Blog-Baslik]

[Kod-Blog-Baslik]


DEVAMINI OKU
[Kod-Blog-Icerik]

  • 1
\
  • [Kod-Adi]