DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]
Mülkiyet hakkı anayasa ile koruma altına alınmıştır. Mülkiyet hakkının kamu yararı amacı ile kanunla sınırlanabileceği de anayasada düzenlenmiştir. Kamulaştırma da dayanağını anayasadan alan ve mülkiyet hakkına getirilen bir sınırlamadır.
Kamulaştırma kavramına Anayasanın 46. Maddesinde yer verilmiştir. Devlet ve kamu tüzelkişilerinin, kamu yararının gerektirdiği hallerde karşılığını peşin ödemek kaydı ile özel mülkiyette bulunan taşınmazların tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Mülkiyet hakkına müdahale kamulaştırma işlemleri tamamlanmaksızın taşınmaza el koyma şeklinde olabileceği gibi fiili veya imar uygulamaları şeklinde de olabilmektedir. İdarenin müdahalesi taşınmazı fiilen işgal etme şeklinde olabileceği gibi malikine o taşınmaz üzerinde imar faaliyetinde bulunma izni vermeyerek mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmesi şeklinde de olabilmektedir. Bu hallerde, kamulaştırmasız el atmadan söz edebiliriz.
Kamulaştırmasız el koymanın tanımı ise mevzuatımızda yapılmamıştır. Buna karşılık kamulaştırmasız el koyma kavramından ilk defa 16.05.1956 gün ve E: 1956/1 K:1956/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararı’nda bahsedilmiş ve davacının talep hakkı ve şekli bu karar ile belirlenmiştir.
Doktrinde ise kamulaştırmasız el koyma kavramı 09.10.1956 tarihinden sonra kamulaştırma işlemi yapılmaksızın; idarenin, özel mülkiyette bulunan taşınmazlara kişilerin mülkiyet hakkını kısıtlayacak şekilde fiilen müdahale etmesi olarak tanımlanmıştır. (KemalGözler/Gürsel Kaplan, İdare Hukuku Dersleri, 14. Baskı, Ekin KitabeviYayınları, Bursa 2013, s. 734)
Yargıtay kamulaştırmasız el koymayı; “9 Ekim 1956 gününden sonra kamulaştırma işlemi yapılmaksızın ve bir kanun hükmüne dayanılmadan idarenin taşınmaz mal üzerinde fiilen tasarrufa başlaması ve asıl mal sahibinin kullanma hakkına engel olması veya bu hakkı ortadan kaldırmış bulunması” olarak tanımlamıştır. (YHGK, 25.05.2005 gün ve E: 2005/5-288, K: 2005/352,(Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, 10.08.2017)
Fiili el atma ile hukuki el atma arasındaki fark görevli mahkemenin belirlenmesi hususunda oldukça önemlidir. İdarenin kamulaştırma kararı olmaksızın taşınmaza fiili olarak el atması durumu, fiili el atma veya haksız fiil olarak nitelendirilmektedir. Bu sebeple, yapılacak yargılamalar adli yargının görev alanına girmektedir.
İdarenin özel mülkiyete tabi bir taşınmaza kamulaştırmasız olarak fiilen el atmasından doğan davalar, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 11/03/2013 gün, 2012/313E ve 2013/326K sayılı kararında da belirtildiği üzere adli yargıda görülecektir. Fiili el atmada Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme de taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’ dir.
Kamulaştırmasız el atmaya karşı açılacak davalardan biri Türk Medeni Kanunu kapsamında düzenlenen el atmanın önlenmesi davasıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinde “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı... her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.” denmek suretiyle malikin el atma davası açma hakkı belirtilmiştir. 16/05/1956 gün, E.1, K.6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararında da bu husus değerlendirilmiş ve usulsüz olarak taşınmaz malı üzerinden yol geçirilen şahsın ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi bu fiili duruma razı olduğu takdirde, taşınmaz malının değer karşılığının verilmesini isteyebileceğine hükmedilmiştir. (ŞAHİNİZ, a.g.e., s. 19.)
Hukuki olarak el atma ise, belediye tarafından yapılan imar planlarının, fiili olarak uygulanmaması ve fiilen kamulaştırma yapılmaması sonucunda, ilgililerin taşınmazına müdahale edilmesi, olarak tanımlanabilir. Yapılan işlem idari işlem olarak nitelendirilmektedir ve idari işlemin iptali için açılacak davalar idari yargının görev alanına girmektedir. Hukuki el atmaya ilişkin davalarda idari yargı yetkilidir. Haksız fiilden doğan tazminat davasından farklı olarak bu davada hâkim, taşınmazın bedelinin malike ödenmesinin yanında taşınmazın mülkiyetinin idareye devri ve tapuda idare adına tesciline de hükmeder.
Taşınmazına idare tarafından kamulaştırmasız fiili olarak el atılan malik, el konulan yerin bedelinin verilmesini talep edebilir. Uygulamada bu davaya Tazminat Davası veya Bedel Davası adı verilmektedir.
Kamulaştırma Kanunun geçici6. Maddesi ile ‘’Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır.’’ şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yargıtay’ın 16/05/1956 gün ve 1/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile kamulaştırmasız el atmaya karşı, malike, el atmanın önlenmesi veya kamulaştırmasız el atma davası açma konusunda bir seçimlik hak tanınmıştır. Kamulaştırmasız el atma davası açıldığında malik malın mülkiyetini devretmeyi kabul ederek malın dava tarihindeki bedelini talep etmiş olmaktadır. (YILDIRIM, a.g.e. s.1018)
Kamulaştırmasız el atma işlemi ile taşınmazına el atılan kişi bakımından özel mülkiyetin ihlali söz konusu olduğundan kural olarak kamulaştırmasız el atma davası süreye tabi değildir ve hak sahibi yargı yoluna her zaman başvurabilir. Kamulaştırma Kanunu’nun 38. maddesinde yer alan 20 yıllık süre Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile bu madde yürürlükten kalkmıştır.
AVUKAT ASİLE BETÜL YAYLA
İLETİŞİM: 05323806144
Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir
DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]