DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]
TTK 914 Madde uyarınca taşıyıcının yolcuları gidecekleri yere sağ ve sağlam taşıma yükümü hava taşıma sözleşmeleri için de geçerlidir. Taşıyıcı ancak kazanın kendisine ve yardımcılarına yükletilmesi mümkün olan bir kusurdan doğmadığını ispat ederse tazminat vermekten kurtulur. Taşıyıcının sorumluluğunu hafifleten veya kaldıran hükümler TTK 854 yasak kapsamındadır.
Hava Taşıma Sözleşmesi bir anlaşmadır ki, bununla taraflardan biri (taşıyıcı) hava yolu ile bagaj ya da eşya (yük) taşımayı, diğer taraf (yolcu-gönderen) da bunun karşılığında bir ücret ödemeyi taahhüt eder.
TSHK ’nın 106 Maddesine göre bu kanunda bulunmayan hallerde Türkiye’ nin taraf olduğu Uluslararası anlaşma hükümleri ve bu haller dışında TTK hükümleri uygulanacaktır.TTK 914 Maddesi çerçevesinde taşıyıcının sağ salim yolcuyu gideceği yere götürme yükümü biniş ve elverişliliğin sağlanması ve bunun devamlı kontrolü ile yolcunun seyahat (uçuş)sırasında zarara uğramaması için tüm güvenlik önlemlerinin de alınmasını kapsamaktadır.Hukuk Genel Kurulu 2006/11-452E 2006/481K 28.06.2006 tarihli kararında ise: “Taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için kendisinin ve adamlarının zarar önlemeye yönelik bütün tedbirleri aldığını veya bu tedbirleri alma olanağının bulunmadığını ispat etmesi gerekir.” denilmektedir.
Biniş işlemlerinin başlamasından söz edebilmek için öncelikle yolcunun havaalanı bürosuna gelmesi, uçuş kartlarını alıp uçuş salonuna gelmiş olması yani taşıyıcı ve adamlarının hakimiyet sahasında olması gerekir. Varşova Sözleşmesi’nin 17 Maddesi de yolcunun ölümü ya da cismani zarara uğraması halinde, zarara yol açan kaza hava aracında yada biniş ve iniş sırasında meydana geldiği takdirde taşıyıcının bundan sorumlu olmasını gerekli kılar. Taşıyıcının bu yükümü yolcunun beraberindeki bagajları da kapsamaktadır.
İniş işlemleri ise yolcunun bizzat uçağı terk etmesi olmayıp, bagajların teslimi ve taşıma akdinin son bulmasına kadar sürer.
Sivil hava aracı işletenin sorumluluğu, hukukumuzda mevcut olan en ağır tehlike sorumluluğudur. İşleten, mücbir sebebe, umulmayan hale veya üçüncü şahsın kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz. Tek kurtuluş kanıtı olarak zarar görenin ya da adamlarının kusurlu davranışlarının zararın doğmasına veya artmasına sebep olduğunu ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Sivil Havacılık Kanunu’ nun uygulama sahası Türk Hava Sahası’dır. Eğer zarar Türk Hava Sahası dışında meydana gelirse Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu 34 Maddesine göre “haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tabidir.”Haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yer farklı ülkede olursa, zararın meydana geldiği ülke hukuku uygulanacaktır.
Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir
DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]