DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]
4857 Sayılı İş Kanunun 2. maddesinin 6. fıkrası gereği ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 12. maddesi gereği asıl işveren alt işveren ilişkisinin doğabilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir.
İş Kanunun 2. maddesinin 6. ve 7. fıkrasına göre:
“Bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren -alt işveren ilişkisi denir.
Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”
Yasaya göre bu işin asıl işverenin iş yerinde ürettiği mal ya da hizmet üretimi ile ilgili olması gerekir. Örneğin bir otomotiv veya tekstil üretiminin gerçekleştiği bir iş yerinde, Yasa’ nın gerekçesinde de belirtildiği gibi, iş yerinde yapılan işle ilgili olmayan bir ek inşaat yapımı veya bina onarım işini alan diğer işverenin alt işveren olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 04/07/1995, 2660E,3884K)
“Bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.”
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre asıl işveren sayılmayan kişilerden iş alanlar, alt işveren sayılmazlar.
Asıl İşveren-Alt İşveren İlişkisinin Olabilmesinin Koşulları:
1)İş yerinde işçi çalıştıran asıl bir işverenin bulunması,
2)İşin asıl işverene ait iş yerinde yapılması gerekir,
3)Verilen işin iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin olması,
4)Verilen işin İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olması gerekir. (İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez. )
Asıl işveren Alt işveren arasındaki sorumluluk müteselsil sorumluluktur. Müteselsil sorumluluk gereği asıl işverenle alt işverenin sorumluluğu aynı derecede ve borcun tamamına ilişkindir. Ancak asıl işverenin müteselsil sorumluluğu alt işverenin işçisinin asıl işverenin iş yerinde çalıştığı süre ile sınırlıdır.
Yasa ile birlikte asıl işverene getirilen yükümlülükler:
· İşverenler, alt işverene iş vermeleri halinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini, işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlü olacaktır.
· Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği halde aynı iş yerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı iş yerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanacak. Asıl işveren; alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol edecek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlayacak. Alt işveren ise tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin birörneğini asıl işverene verecektir.
· Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenen prim ödemelerine ilişkin olarak ise yukarıda belirtilen hükümler yürürlüğe girmeden önce de, işçi alacağı veya SGK prim ödemeleri için açılan olası davalarda asıl işveren müteselsil sorumlu sıfatı ile davanın tarafı olup sorumlu kılınabiliyordu. Bu tür davalarla karşılaşmamak adına Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenen prim ödemelerinin de takip edilmesinde fayda bulunmaktadır.
Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir
DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]