DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]
Ülkemiz liberal ekonomik düzeni benimsemiştir. Liberal ekonomik düzende, işletmelerin etkinlik,verimlilik ve kârlılık ilkeleri çerçevesinde çalışmaları için rekabetin mevcut olduğu bir özel mülkiyet düzeni savunulur. Piyasadaki rekabet yapısı önemlidir.Özel teşebbüslerin birbiriyle rekabet edebilmesi esasına dayanır. Rekabet,ticari hayatta işletmelerin verimini arttırır. Mal ve hizmet kalitesini yükseltir.
Ülkeler serbest rekabet ortamının sağlanmasını istediklerinden, dürüst rekabeti oluşturabilmek için hukuki düzenlemeler yapmışlardır. Ülkemizde rekabet özgürlüğü her ne kadar Anayasada doğrudan düzenlenmemişse de bu hakkın varlığı anlaşılmaktadır. “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır;piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.” (Anayasa madde 167)
Ülkemizde ticari hayatta rekabetin dürüstlük kuralları içerisinde yapılması gerekir. Özel teşebbüsler dürüstlük kuralları çerçevesinde rekabet etmek zorundadır. Ticari hayatta başarı kazanmak isteyen kişi kendi emeğine dayanmak zorundadır. Başkasının emeğine dayanırsa serbest rekabet hakkını kötüye kullanmış olur. Bir tacirin başkasının emeğinden faydalanması veya rakibini kötülemesi, tüketiciyi yanıltması haksız rekabeti oluşturur. (Türk Ticaret Kanunu- Haksız Rekabet,Madde 54 :Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.)
Haksız rekabeti önleyebilmek için Kanun koyucu farklı düzenlemeler yapmıştır.Bunlardan biri de Rekabet Yasağı Sözleşmesi’ dir. Rekabet Yasağı Sözleşmesi ile işçi işverene ait sırları başka iş ya da çalışma ilişkisi içerisinde kullanamaz. Çünkü işçi iş ilişkisi içerisinde işverene ait birçok sırrı öğrenmekte, ayrıntılı bilgi sahibi olmaktadır. O yüzden Rekabet Yasağı Sözleşmesi iş ilişkisi devam ederken ve iş ilişkisi bittikten sonra olmak üzere iki şekilde değerlendirilir. İş ilişkisi devam ederken işçi sadakat yükümlülüğünden dolayı sır saklamak borcu altındadır. İş ilişkisi sona erse de işverenin menfaatini korumak için belli bir ölçüde sır saklama yükümlülüğü ve sadakat yükümlülüğü devam eder.
İş görme ve sadakat borcu açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesi için geçerlidir. Rekabet yasağı sözleşmesi bağımsız bir sözleşme değildir. Hizmet sözleşmesinin yanında tarafların açıkça kararlaştırmaları halinde rekabet etmeme borcu ortaya çıkar.
Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin kendi rızasıyla hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra;
İşverenine rakip bir işletme açmayacağını veya rakip bir işletmede çalışmayacağını ya da böyle bir işletmeyle başka bir menfaat ilişkisi içinde bulunmayacağını taahhüt ettiği sözleşmedir. Rekabet yasağı sözleşmesi yazılı şekilde yapılır.
“Yazılı şekil şartı, rekabet yasağında yapılacak her türlü değişiklik hakkında da geçerlidir (BK. md.12). Ancak, şekil şartının sadece işçiyi korumak amacıyla öngörüldüğü dikkate alınırsa, yasağın sözlü olarak da ortadan kaldırılabileceğini kabul etmek doğru olur. Şekil şartına aykırılık bir butlan sebebidir ve geçersizliğin işçi tarafından ileri sürülmesi, hakkın kötüye kullanılmasıyla ilgili esaslara tâbi değildir. Çünkü işçiden şekil şartına uyulması konusunda işvereni ikaz etmesi beklenemez; yasağın geçerli bir biçimde kararlaştırılmasını sağlamak işverene düşer.”( Yargıtay 9.Hukuk Dairesi,28.03.2013 tarihli 2010/25792 E, 2013/10539K)
İş ilişkisinin devamı süresince işçinin en önemli borçlarından biri, sadakat borcudur. Sadakat borcu en genel tanımıyla “işverenin ve iş yerinin çıkarlarını koruma, işverene ticari veya mesleki bakımdan zarar verebilecek her türlü davranıştan kaçınma” şeklinde tanımlanabilir. (SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, 8.Baskı, İstanbul 2012, s. 360.)
Rekabet yasağı sözleşmesinde Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.
Rekabet yasağı Borçlar Kanunu madde 444-447 arasında düzenlenmiştir.
MADDE 444: Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması,işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
Borçlar Kanunu MADDE 445’e göre: Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer,zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi,özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.
İş sözleşmesi devam ederken,işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları rekabet sayılacak davranışlardır ve İş Kanunu madde 25/II-e kapsamında haklı fesih nedeni oluşturur. Rekabet yasağına aykırı hareket eden işçi zararı tazmin ile mükelleftir. İş akdi devam ederken işçinin rekabet yasağına aykırı davranması halinde davanın açılacağı mahkeme İş Mahkemesidir. İş akdinin sona ermesinden sonra açılacak dava Ticari Dava olur ve görevli mahkeme Ticaret Mahkemesidir.
Borçlar Kanunu MADDE 446: Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.
Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır.
İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla,kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.
BK MADDE 447: Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer.Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.
Ticari Hayatta İşletmenizin İstihdam Olanaklarının Daha Da Genişleyerek Sürmesi Temennisiyle…
Av. Asile Betül YAYLA
Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir
DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]