DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]
Haksız tahrik, bir eylemin ortaya çıkardığı öfke (hiddet) veya şiddetli üzüntünün (elemin) etkisi altında suç işlenmesidir.
Haksız tahrik, kanunda cezayı azaltan sebepler olarak öngörülmüştür. Failin eylemi, haksız tahrikten meydana gelmiş ise faillin cezasında indirim hükümleri uygulanacaktır. Ceza Hukuku tahrik durumunun etkilerine kayıtsız kalmamış ve kanun koyucu failde tahrik oluşturan bazı heyecan hallerini, iradeyi etkileyen ve bu nedenle de cezanın indirilmesini gerektiren haller olarak düzenlemiştir.
İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir (Devrim S., Yeni Türk Ceza Kanunu'nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, s.225.).
Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirerek cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir (M. Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, Adalet Dergisi, Ocak –Şubat, 1982,S.1, s.14.).
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu madde 29’da haksız bir fiilden kaynaklanan hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suçun işlenmesi cezada indirim sebebi olarak düzenlenmiştir.
"Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
a-) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
b-) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c-) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
d-) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 Sayılı Kanun'da yer alan "ağır – hafif tahrik" ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlemediği önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
Haksız tahrik indiriminden faydalanabilmek için:
Haksız tahrik uygulamasında ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespiti gereklidir. Zira ilk haksız hareketi fail kendisi yapmışsa, ceza indiriminden yararlanamaz. Haksız tahrik uygulamasında temel kural, ilk haksız hareketin mağdur tarafından gerçekleştirilmesidir.
Haksız tahrik altında suç işleyen kişiye;
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla,
Müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 Tarih Ve 1153-548 Sayılı Kararı;
Mevsim koşulları ile olay saati dikkate alındığında, gecenin ilerleyen saatlerinde alkollü olduklarını kabul eden şahıslar tarafından yakılan ateşin, çevrede oturanlar üzerinde yaratacağı tedirginlik ve sanığın makul karşılanabilecek olan uyarısına ters cevap verilerek gürültüye devam edilmesi bir bütün hâlinde haksız hareket olarak kabul edilebilecek olup, gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gerekse özel dairelerin yerleşik uygulamaya dönüşen içtihatlarında, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının belirlenemediği hâllerde dahi “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
“Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı halinde, fail ve mağdurun yekdiğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmedikleri göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması halinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.” (CGK. 12.2.2008,2007/1-163-2008/21)
AVUKAT ASİLE BETÜL KOÇ
İLETİŞİM: 05323806144
Asile Betül Yayla Hukuk Bürosu © Copyright 2019 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir
DEVAMINI OKU[Kod-Blog-Icerik]